Çabuk öğrenen bi çocuktum, herşeyi kendi kendime öğrensem bile. Reddettiğim şeyleri kendi irademle, kabul ettiklerimi de hep kendi iradesizliğimle sınadım.
Hiç sigaraya heveslenmedim mesela ben. Ortaokuldan beri neredeyse tüm arkadaşlarım içerken, ben hiç denemeye bile yeltenmedim. Yıllar sonra insanlar ‘gençlik hevesi, büyüdüğünü ispatlama çabası, arkadaş ortamı’ gibi bahanelerin arkasına saklandıklarında sadece gülümsedim. ‘Tabi, haklısın. Herkes öyledir.’ dedim. Öyle değildi işte. Yani ben hiç öyle değildim.
Mutlu muydum? Hayır. O yaşta anne-baba ayrılığını çok derin ayrıntılar ve acılarla yaşamış bir çocuktum. Çok değiştim, sürekli değiştim. Okul aile birliği anne babası ayrılmış çocuklara yardım edeceği zaman sınıfa gelip, ‘kimlerin anne babası ayrı, bi parmak kaldırsın bakalım’ dediklerinde çıt bile çıkarmadım. Çok uzun süre kabul edemedim. Lise dönemime geldiğimde biraz daha toparlanmaya çalıştım. O kadar değiştim. Ama hiçbir zaman sigaraya başlamadım, heves etmedim.
Alkole de hiç heves etmedim. Öyle derin acılar yaşamama rağmen hiçbir şey beni alkole, uyuşturucuya itmedi. Benim hep yaşamaya, bir şeylerin bi gün iyi olacağını hissetmeye dair hevesim ve inancım vardı.
Öyle sade bir ortamım da olmadı hiç. Kendimi bildim bileli sosyaldim. Dünya kadar arkadaşım oldu, hep değişik hayatları dinleyip ortak oldum. O ortamlarda hep alkol vardı, sigara vardı, dahası vardı.. Ben yoktum ama. Onlar o kafayı yaşamak için içmeye ihtiyaç duyarken, ben kola içerek kafayı bulan bi insan oldum. Hep öyleydim. Ben hep mutluluktan sarhoştum. Öyle kocaman sebeplere de ihtiyacım olmadı hiç. İki dost yüzü, iki sohbet. İki hayata dair muhabbet. Sarhoş olmam için yeterliydi.
Belki de tadını sevemediğimden oldu hep. Zamanında başlamam için türlü türlü tatlı kokteyller denetseler de yok sevemedim. Zorla içmenin bi anlamı yoktu çünkü. Sonra zamanla ufak ufak şarap ve rakı girdi hayatıma keyiften nadiren ama..
Sonra değişmeye devam ettim. 6 sene önce bir yaz tatilinde Jack Daniels ile tanıştım mesela. Sırf sevdiğim adam seviyor diye ona uyum sağladım ve sevdim. Ama ondan ayrıldıktan sonra her Jack Daniels kokusu aldıkça burnumun direği sızladı, içmekte zorlandım. Ayrıldıktan sonra alkol ile arası olmayan Hale gitti bambaşka biri geldi. Jack ve rakı vazgeçilmezlerim oldu. Alkole özendirmek gibi olmasın ama Jack'i deneyin bence.
Öyle yani. Büyüyorum hala. Sanki hiç bitmeyecekmiş ve hep değişecekmiş gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder