23 Temmuz 2012 Pazartesi

Bana bir masal, baba bir masal...!

İnsan bilmediği bir şeyi özler mi? Ben seni özlüyorum baba.
Keşke olsaydın da, annem beni her savunduğunda ‘bak işte senin kızın’ deseydin.
Yanımda olsaydın da, bir şey istemek için en tatlı sesimle ‘babacıııııım’ dediğimde ‘söyle yine ne istiyorsun?’ deyip hevesimi kursağımda bıraksaydın.
Salonda oturup sadece tv izleseydin de, ben sadece aynı evde olduğumuz için bile güven duysaydım.
Hayatımda olsaydın da ‘baba’ kelimesi ağzımdan çıktığında ilk defa söylediğim yabancı bir kelime gibi tınlamasaydı kulağımda, öyle yabancı.
Babam olsaydın da, birlikte olduğum adamı merak edip anneme sorsaydın. Her dışarı çıktığımda imalı imalı baksaydın bana.
Başkalarında aramazdım seni o zaman baba. Sevdiğim adamlara kocaman anlamlar yüklemek zorunda kalmazdım. Kendi kıymetimi bilirdim, iki gram şefkat gördüğüm adamlara ölümüne sarılmazdım.
Korkularımdan kaçmazdım o zaman be baba. Senin korkusuz, gururlu ve asil kızın olarak kalırdım. En sevmediğin değil, en sevdiğin huylarını alırdım belki o zaman.
Bazen düşünüyorum da, keşke ölseydin diyorum, en azından bedenen varken aslında hiç yokmuş gibi olmazdın. Sonra öldüğünü düşününce bile içim acıyor, aslında benim için hiç yokken sen.
Olsaydın belki de, bütün kalp kırıklıklarımı sana yüklemezdim.
Hayat çok garip, boşluklar falan baba.
Bana bir masal bile anlatmadın baba. Ben bu yüzden hayatım boyunca hiç hayal kuramadım.
Senin yüzünden baba, hepsi senin yüzünden.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder