21 Ekim 2013 Pazartesi

İki yüzlülük böyle birsey işte...

[​IMG]

Bir nasıhat edeyim ilerde yanmayasın
Her yüzüne güleni dostumdur sanmayasın
Bukalemun mavi mi? şekline kanmayasın
İşi gücü hep boyar rengini arar bulur

Belki faydam dokunur sözümü alanlara
Bu gibi hainlerden habersiz olanlara
Okusun ibret alsın kanmasın yalanlara
Her bir ortama uyar dengini arar bulur

Ona kucak açarsın evine gelir gider
Öyle sıcak davranır şeytandan daha beter
Senin ilaç paranı aşırıp zula eder
Velinimetten sayar engini arar bulur

Bazen gelip dert yanar yokmuş çaresi gibi
Seni bağrına basar çiğer paresi gibi
Alçaklarda dolaşır lağım faresi gibi
Gemiyi alttan oyar küngünü arar bulur

Eline fırsat geçsin hemen derini yüzer
Dostluktan eser kalmaz bir böcek gibi ezer
Sırlarını çözerse gazete olup gezer
Kovaya benzin koyar yangını arar bulur

Özel dostları ile neyin varsa kapışır
Ayak oyunlarına iblis bile apışır
Sende çıkarı varsa kene gibi yapışır
Hep avantadan doyar zengini arar bulur

Der Mikdati eskimez istismarın modası
Çok pahalı ders olur gafillerin hatası
Aslında çok korkaktır çamurlara batası
Güçsüz olana kıyar cengini arar bulur

7 Eylül 2013 Cumartesi

Zor oldu ama öğrendim..

Verdiğim değeri haketmeyen insanları silmeyi,
Arkama dönüp bakmamayı..
Hiç kimse için kendime saygımı yitirecek bir şey yapmamayı..
Gözyaşlarımın değerini bilmeyi
Ve onları üç kuruşluk insanlar için harcamamayı,
Ben izin vermeden kimsenin beni üzemeyeceğini,
Kendimin her şeyden önemli olduğunu..

Zor oldu,
Geç oldu,
Ama öğrendim !

Can Yücel

1 Eylül 2013 Pazar

Kendimi resetledim ben...

Artık an itibariyle bugune kadar yaşadığım tüm olumsuzlukların her birini birer hata olarak algıladım. Ne yaptıysam kendime yaptım. Sinir stres sahibi oldum. Yoruldum, yıprandım.. Bir karar aldım bir daha hayatıma olumsuzluk diye bir şey sokmayacagim Allah izin verirse.. bunun mutluluğunu yaşıyorum. Kesinlikle buna müsaade etmeyeceğim. 2013'den cok büyük dersler aldım.

Artık tövbe ettim ben.. kararlı bir şekilde telefonumdan, odamdan, çekmecelerimden, bilgisayarımdan bana olumsuz bakan, gecmisimde olan arkadaslarimdan, dost ve yar bildiklerime dair her şeyi imha ettim. Bana artık birşey vermeyen, faydası olamayan her şeyi ama her şeyi yaktım yıktım çöpe attım bugün.

Tüm bunları yaparken olumsuz her nesneyi (bir insan kabul ederek), kollarını, bacaklarını, midesini beynini dağıttım bugün. Yok, ettim. Hayatımda bundan böyle olumsuz bir düşünce olumsuzluk olmaması icin büyük mücadele edeceğim.. Kendime olan saygım adına, kendime olan saygımı kaybetmemek uğruna, yaktım yıktım her şeyi. Ömür boyu vicdan azabı çekmemek için artık beynimi resetledim ben.

Özgürüm artık. Bu güne kadar yeri geldi bilinçli yeri geldi bilinçsiz yaptigim tum hatalari ve olumsuzlukları üst, üste istifledim. Sonra, çaktım çakmağı hepsine. Sağ olsunlar yine onlar kuruttu beni. Hep bunlardan sonra nihayet sıra başarıya geldi. Aldım elime kalem kâğıdı tüm hedeflerimi bir kâğıdına yazdım teker, teker.

Kendime söz verdim. Sözüm var, vizyonumu belirledim, Planlamamı yaptım, her hedefime ulaştığımda teker, teker çizeceğim hepsini. Taa ki hepsini bitirene dek. Bütün hayallerimi bilinçaltıma yerleştirdim. Birer, birer fotoğraflaştırdım. Sonra aldım oturttum karşıma, hepsi karşımda konuştuk saatlerce, sohbet ettik. Toplantılar yaptık kararlarımı projelendirdik. Onlar cok sevindi ve heveslerini ve fedakarlıklarını görünce bir ara geç kalmışlığımla kendimden utandım.

Çünkü bu güne kadar gecmisimde bıraktıklarıma neler vermişim neler, hiç karşılık beklemeden. Birde işin garibi onlar istemeden vermişim hep bunları. Bütün olumsuzlukları notları kâğıtları toplayınca bir çöp sepetinin içine attım, birde baktım ki sepetin tabanını bile örtememişler. Şerefsizce bana bakan o olumsuzluklara bakarken ve yakarken anlıyordum çok yanıldığımı, dedim ya, Ey olumsuzluklar ben artık sizin değilim, sizde benim..

Ama yinede size vefa borcum var, teşekkür ederim sizin sayenizde aklım basıma geldi. Meğer bu meyanda neler neler kaçırmışım. Ben artık şunu anlamış durumdayım. Dünya tüm acımasızlığı ve tüm hızı ile devam ederken tarih iki tür insan kaydediyor. Birincisi tarihi yazanlar ikincisi tarihin malzemeleri. Hâlbuki insanlar doğar emeklemeye başlar, koşmaya başlar derken hızla geçen dünyada, sorumlulukları hızla birikmeye çoğalmaya başlayan içinden çıkamayacakları problemler yaşamaya başlarlar.

O yüzden an itibariyle resetledim kendimi. Gecmise dair her ne varsa hiçbirini istemiyorum artık.. Bitti gitti... Bundan sonra hersey yepyeni ama hersey. Geçmiş beni yipratti artık yaşlanıyorum ve daha da yıpranmak istemiyorum. İyi düşünüyorum ve iyi olacağına inanıyorum. Hadi bana müsaade koşuyorum yeni yıllara, yeni arkadaşlara, yeni heyecanlara.. Ben herkesten arındım sizde benden arının adımı dahi anmayın.. Huzura ihtiyacım var benim benden uzak olun artık... !

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Bir kadın çocuktur aslında..

Bir kadın çocuktur aslında.. Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister. Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını. Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister. Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz, ama asla onu bir Çocuk olarak görmeyeceksiniz.

Bir kadın güçlüdür aslında. Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.

Bir kadın sevgilidir aslında. İçinde her zaman sevgiyi taşır. Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever ama tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir. Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette. Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.

Bir kadın yalnızdır aslında. Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadın bilgindir aslında. Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Yaratıcılığının sınırı yoktur. Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.

Bir kadın hayattır aslında. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz...

Can DÜNDAR